28 Eylül 2014 Pazar

PRONTO TUR İLE ORTA AVRUPA (VİYANA-PRAG-BUDAPEŞTE)

Çek Cumhuriyeti ile tanışıyoruz. (CESKY KURUMLOV - PRAG - KARLOVY VARY - TEREZİN)



Sabah kahvaltısı sonrası otobüsümüzdeyiz. İlk durak Cesky Krumlov. Çek cumhuriyeti topraklarında orta çağ izleri taşıyan bu şirin şehir yapılacak ekstra turu almanızı tavsiye ederim. Şehrin orijinal adı Krumlov muş, Bohemya döneminde başkentlik bile yapmış. Avusturya,  Almanya ve Çekler arasında el değiştirmesi sonucunda Çek Cumhuriyetinde kalmış. Cesky de buradan gelmiş.

ŞEHRİN GİRİŞİ

Şehir dar sokakları renkli evleri Arnavut taşlı sokakları, içinde kıvrılarak geçen vltava nehri ile Unesco dünya mirasları listesine girmeyi hak ediyor. Şehir gerçekten çok küçük eğer amacınız 2-3 gün dünya işlerinden uzaklaşayım kafa dinleyeyim değilse yarım günlük ya da 2-3 saatlik bir tur yeterli olacaktır.

ŞEHİR MERKEZİ VE VEBA ANITI
ŞEHİR MEYDANI

Cesky Kurumlov ile ilgili birçok efsane varmış. Birisi de zamanında meşhur olan simyacıların bu şehirde yaşamış olmaları. Bu simyacıların evlerin üzerine yapılmış motifler ile simya formüllerini yazdıkları da bu efsanelerden birisi.

MOTİFLİ DUVARLAR






Herhalde günümüzde efsane bile olsa simyacıların şehre bıraktıkları en büyük mirasta bu olsa gerek. Biz burada bir şehir turu attık. Ayrıca çek biraları ile tanışmamızı burada gerçekleştirdik. (bira konusuna Prag da detaylı bahsedeceğim). Burada yapılan Trdelnik den tattık. Prag da daha meşhur biz ne olduğunu anlamadan burada yedik sonra Prag dada yedik ama Cesky Kurumlovdaki çok çok daha güzeldi. Trdelnik yuvarlak merdaneye benzer demir bir halkanın üzerine parmak kalınlığında bir hamurun yaklaşık 10 cm sarılması ile oluşan ve şekere batırılıp tatlandırılan lezzetli bir hamur. Çok ağır olmadığı için tatmanızı tavsiye ederim. Çok yemeyin burada yiyecek güzel şeyler var.



Yürüyüp yorulduktan sonra vltava nehrinin kenarındaki cafe-rest.dan birine oturup bir bira içelim biraz bir şeyler yiyelim diyoruz. Biz çok aç olmadığımız için buranın meşhur olan peynir tabağından yiyoruz, dışı daha sert bir kabuk içi yumuşak krem peynirini andıran lezzetli bir peynir kızartması bir çeşit reçel ile birlikte servis esiyorlar. Benim reçelsiz daha çok hoşuma gitti. 2 de bira söyleyip eşsiz Cesyk Kurumlov ve Vltava manzarasında yemeklerimiz yiyip biralarımızı tadarak bu şehre ayırdığımız zamanın sonuna geldik.

KIZARMIŞ PEYNİR





Bu ara da biz yemedik ama burada ördek yemekleri meşhurmuş. Denemek isteyenler için nehir kenarındaki karşılıklı iki restoran önerilir. Ayrıca ördek demişken Bratislava da çok lezzetli ördek yiyebilirsiniz. Otobüse binip 2,5 saat daha yolculuk ile Prag’a varıyoruz.

Prag’a vardığımızda saat 18:00 civarı. Önce otellerimize yerleşip üzerimizi değiştirip rehberimiz eşliğinde panoramik şehir turumuza başlayacağız. 3* otel Fortuna West 4* golf otel. Lokasyon olarak birbirine çok yakın. Aralarında 2 tranvay durağı var. Bu arada otellerin önünden tranvay geçiyor. Şehre yaklaşık 30 dak. Tranvayın numarasını da yazmak isterdim ama hatırlamıyorum sanırım 11 numaraydı. Tranvaylar da Viyana ve Prag da aktif bir bilet kontrolü yok. Yani yakalanma riskini alırsanız kaçak binmeniz çok kolay. Ama olası bir kontrol varsa ve yakalanırsanız 40 eur cezası var. Biz her seferinde bilet ile bindik ama hiç kontrole denk gelmedik. Tranvay biletleri 30 dk, 1,5 saat 1 gün gibi süreler ile satılıyor. 30 dk lık almak en mantıklısı. Tranvaya bindiğinizde biletinizi basmayı unutmayın, bastığınız bileti inene kadar atmayın. Olası bir kontrolde cebinizde biletiniz olsa bile eğer makineye sokulmamış tarih ve saat işlenmemiş ise yersiniz cezayı. Yada aynı şekilde işletmiş bile olsanız sorulduğunda gösteremez iseniz yine aynı cezayı yediniz. Birazda otelden bahsedelim. İnternet oda da yok sadece lobi de. Otel 11 kat tek asansörlü dandik bir otel. Ama odalar fena değil temiz, geniş. Kahvaltı vasatın altındaydı. 4* otelde kalan arkadaşlar ile konuştuğumuz kadarı ile orası çok güzelmiş. Otellerin ikisi de şehir merkezine oldukça uzak dediğim gibi aktarma yapmadan tek tranvay ile gidebiliyorsunuz. Tranvay biletlerini bazı şehirlerde olduğu gibi burada tramvaydan ya da duraklardan alamıyorsunuz belli noktalara nakit ile çalışan makinelerden alabilirsiniz. 3* otel için otel lobisinde satış vardı ayrıca kapıda da makine ile alabiliyordunuz.  Bilet almak için kron şart eur kullanamıyorsunuz.

Prag ile anlatılacak çok şey var. Ben şehre bayıldım. İlk karşılaşmamız akşamüzeri ışıkları ile olduğundan da olabilir. Verdiği manzaralar hem fotoğraflarımdan hem de hafızamdan hiç silinmeyecek.

Hiç bilmediğiniz bir şehre tur ile gelmenin birçok avantajı var. Bunlardan biri şehri tanımaya doğru yerden başlamak, o yere ulaşımı çok kolay şekilde sağlamak. Bizim turumuz şehrin yüksek bölgelerinden birisi olan Prag kalesinden başlıyor.

Prag Kalesi Girişi


Toplu ulaşım ile nasıl gidilir bilmiyorum ama kesinlikle tura buradan başlamak en iyisi. O merdivenleri yürüyerek kaleye çıkmak sonra geri inmek boşuna zaman ve enerji kaybı olur. Avrupa başkentlerinde bolca gördüğümüz ve artık aşina olduğumuz gotik tarzın sanırım en iyi örneklerinden birisi ile de Prag kalesinde karşılaşıyoruz; St Vitus katedrali. Katedral yumruları, girintileri çıktıları, şeytansı figürleri ile gerçekten ürkütücü bir yapıya sahip. Ama akşamüstü ışıkları ile korkudan ziyade görsel bir şölen sunuyor.

St. Vitus Katedrali




Yazının bu bölümünde şehrin görülmesi gereken ve meşhur olan yerler ile ilgili çok detaydan bahsetmeyeceğim. Zaten dediğim gibi hepsi dünyaca ünlü, unesco dünya mirası listesinde (Prag şehrinin eski şehir bölümünün tamamı bu listede) ve buralar ile ilgili çok detaylı ve çok daha doğru bilgileri internetten bulabilirsiniz.
Kaleye Çıkan Merdivenler


Biz eski şehre doğru eşsiz Prag manzarasını seyrederek yürürken yolda rehberimizin yönlendirmesi ile bir türkün işlettiği marketimsi bir yerden eur bozup kron alıyoruz. İlk kazığımızı da yiyoruz. Şehrin içinde herhangi bir bankadan burada bozduğumuzun daha fazlasına bozabiliyormuşuz. Çok fazla bir para bozmadığımız için sorun değil ama siz eğer hafta içi oradaysanız hiç riske girmeden girin bir bankaya gönül rahatlığı ile alın kronunuzu. Buradan dünyanın en güzel gotik köprüsü olan Charles köprüsüne geliyoruz. Hepsi birer sanat eseri olan heykelleri, Arnavut taşlı yolları, altından geçen vltava nehri ile köprü bu ünvanı hak ediyor diyorsunuz.

Düşünceli Bir Osmanlı Paşası Olan Bir Heykel


Köpeğe Dokunursanız Prağa Yeniden Gelirmişsiniz...

Bu arada köprüde ki heykeller orijinal değil, orijinalleri Prag müzesinde sergileniyormuş. Ertesi gün elimizde biralara ile yaklaşık 1,5 saat de geçtiğimiz köprüyü şimdi 15-20 dk da hızlıca bitiriyor, eski şehir meydanına doğru gidiyoruz.

Charles Köprüsünden Vltava Manzarası
Charles Köprüsü



Astronomik saat kulesinin önünde grup ile turumuz bitiyor. Mustafa yine bize kıyak yaparak isteyenler ile 23:00 de saat kulesinde buluşmak üzere bizden ayrılıyor. Yine şanslıyız. Bu seferde Prag da jazz festivali var. Bohemia jazz festivalinin 2. Gününe denk gelmişiz. Dünyanın en güzel meydanlarından biri olan Eski şehir meydanında kurulmuş sahnede Dr Lonnie Smith döktürüyor. Bu fırsatı kaçırmayalım diyerek meydana kurulmuş büfelerden biramızı ve ızgara tavuğumuzu alarak oturacak bir yer buluyoruz (herkes meydana yere oturmuş boş bir yere bizde oturuyoruz) ve bu inanılmaz ambiyasın tadını çıkartarak biraz da nefes alıyoruz.  Yaklaşık 2 saat vaktimiz var.

Meydan


Astronomik Saat Kulesi


Meydan da Kurulmuş Sahnede Jazz Fest.



6-7 saat de yol geldiğimizden yorgunluk kendini hissettiriyor. Bu gece daha fazla ekşın bizi bozacak ama bu yorgunluk bile en sevdiğimiz şeyi yapmamıza engel değil, ara sokaklara dalıp şehri keşfe çalışıyor, yarın nerede yemek yesek nerede bir şeyler içsek market nerede vs dolaşırken saat de 23:00 e gelmiş. Buluşma noktamız saat kulesinin önünde hem grubumuzu hem de saat kulesinin o meşhuuur gösterisini bekliyoruz. Bu arada akşam 23:00 gösterin en uzun sürdüğü saatmiş. Tranvaya binip otelimize gidiyoruz. Yarın grubumuz ile birlikte Karlovy Vary ekstra turu.

Prag da 2 gündüz 1 gece ekstra turu mevcut.  Biz Karlovy Vary’ e katılıp, Terezin-Dresten turunu almadık. Gece de orta çağ gecesini almadık. Yanlış yapmışız. Gündüz turlarının 2’sinide almayıp kendi imkanlarımız ile gidebilirmişiz. Onun yerine Orta Çağ gecesini keşke alsaydık diye pişman olduk. Kendi imkanlarınız ile çok çok ucuza terezin ve Karlovy e nasıl gideceğinizden bahsedelim.

TEREZİNE NASIL GİDİLİR?

Görselliği ile akılınızda kalacak olan Prag müzesinin önünden (burası metronun museum durağı olur) metroya biniyorsunuz.  Buraya tranvay ile geldiyseniz biletinizi de atmadıysanız yeni bilet almaya bir turnikeden geçmeye gerek yok. Aynı bileti kullanabilirsiniz. Metroya geldiniz kırmızı hatta binecekseniz ineceğiniz durakta Holosovice durağı.(bindiğiniz yerden Letnany son durağı olan tarafa giden trene bineceksiniz). Holosovice durağında indikten sonra metrodan inin çevrede belediye otobüsleri var siz bunlara binmeyeceksiniz. Kimseyede bir şey soramayacaksınız çünkü çevredekilerin hiçbiri İngilizce bilmiyor zaten sormanıza da gerek yok otobüs treminali 100-200 m ileride, yolun karşısında görünüyor. Biraz çevrenize bakınırsanız görürsünüz. Buradan 7 numaralı otobüs ile yaklaşık 1 saat de terezindesiniz.  Otobüz bileti 70 krondu terezin kampının girişi 150 kron eğer müzeye de gireceğim derseniz 200 kron. Metroyu da 18 kron diye eklesek yine de turun 5 te 1 ne mal edebiliyorsunuz. Dönüşte de otobüse den indiğiniz yerin hemen karşısında durak var. Saatleri anlamaya çalışmayın çok karışık biz çok beklemedik ama en fazla 40-45 dk beklersiniz diye düşünüyorum.

Karlovy Vary nasıl gidilir derseniz. Aynı otobüs terminalinden oraya da otobüs kalkıyor. Yaklaşık 2 saat sürüyor.


Biz dediğim gibi Karlovy Vary’e tur ile gidiyoruz. Turda öğle yemeği de var. Şehir birkaç saat gezmek için uygun bir şehir. Şehrin girişinde otobüsten inip Ulu önderimiz Atatürk’ün de cumhuriyetin kuruluşundan kısa bir süre önce sindirim sistemi rahatsızlıkları nedeni ile kaldığı Carlsbad Plaza hotelin önünde duruyoruz. Duvarda bu otelde kalmış dünyaca ünlülerin isimlerinin yazdığı pirinç tabelalar mevcut.



Şehir merkezine ve yürürken nehrin sağında ve solunda çoğu otel olan hepsi birbirinden güzel binalar arkada yemyeşil tepeler, tepelerin üzerinde siyah bulutlar ile Karlovy Vary canlı bir kart postal gibi karşımızda duruyor.

Karlovy Vary

Karlovy Vary

Karlovy Vary



Burada hediyelik eşyalar ve kesme kristaller meşhur. Ama biz Türkiye de daha iyilerinin olduğunu biliyoruz. Hatıra için ufak tefek bir şeyler alıyoruz ama ciddi bir alışveriş yapmadan şehri turlayıp öğlen yemeğini yiyip otobüsümüze doğru yürüyoruz. Bu arada biz yemeğimizi yerken bir yağmur başlıyor ama ne yağmur… Yağmuru da bahane edip ekstra söylediğimiz biralarımız ile yağmurun dinmesini oturduğumuz restoranda bekliyoruz.
Karlovy Vary’de meşhur bir yemek yok ama Çeklerin meşhur içkisi Becherovka’nın ana vatanı burası.
Becerovka 32 çeşit baharattan elde edilen %38 alkol içiren bir içkidir. Çıkış şekli soğuk algınlığı grip gibi hastalıkların tedavisi için kullanılmak üzere olmuştur. Sonradan işin içine alkolde katılıp içki olarak meşhur olmuş. Tadı güzel lezzetli bir içecek biz yazın gittiğimiz için insanın içini baydı sıcakta ama kışın süper olur kesin. Bu içkiyi yemeklerden sonra sindirimi hızlandırmak yada yemeklerden önce aperatif ve iştah açıcı olarak almak mümkün.

Dönüşte yol üzerinde benim Prag da ki favori biram Krusovice’nin fabrikasın da durup satış mağazasından birer bira daha alıyoruz. Bu mağaza da bardak, anahtarlık gibi hediyelikler de mevcut.
Çek Cumhuriyeti Avrupa da biranın ana vatanlarından biri. Avrupa da ki birası ile meşhur bazı yerleri de görmüştüm. Belçika biralarını, Alman Biralarını, British biralarını yerlerinde tattım. Ancak çeklerin biraları hepsinden farklı ve lezzetli bence.
Bira markaları isimlerini fabrikalarının bulunduğu kasabalardan alıyor.  Bizim gittiğimiz fabrikada Krusovice kasabasında kurulu. Hepimizin yakında tanıdığı pilsner birası da çeklerin icadı, bu biralar pilsner kasabasında kurulmuş fabrikada üretiliyor. Bu markanın ürettiği çeşitlerden benim favori biram Pilsner Urquell. Açık renkli, normal alkollü ve içimi güzel bir bira. Siyah biralardan favorim Kozel. Yine Krusovice nin ödüllü siyah birası da çok lezzetliydi. Biralar ve markalar o kadar çok ki hepsini tatmak hakkında birşeyler yazmak imkansız. Ama bir bira sever iseniz yukarıda biraları kesin tadın derim.

Karlovy Vary dönüşü akşam üzeri otelimizde oluyoruz. Grup akşam ortağ çağ gecesine katılıyor. Biz pahalı olduğundan almadık ve pişman olduk. Çok eğlenceli, lezzetli yemek ve şarapların olduğu bir ortammış. siz giderseniz alın.

Biz bu geceyi kendimiz Prag da dolaşarak geçirmek istiyoruz ve Prag geceleri gerçekten son derece eğlenceli ve hareketli. Saat 19:00 civarı yine eski şehir civarındayız. Biraz sokak gösterilerine takıldıktan sonra çok meşhur olan bir çek pub’ına gidiyoruz. İsmi çekçe U Zlateho Tygra (at the golden tiger). Bu pubın nesi meşhur derseniz. Mekan yaklaşık 500 yıllık 14. Yüzyılda açılmış. Kendi pilsner biralarını satıyorlar. Tek tip bira, tek tip bardak. Fiyatta hali ile aynı 40 kron. Bira Prag da içeceğiniz en muhteşem bira. Alkol derecesi 12 ama içimi yumuşacık. Eğer turistik bir yer arıyor, oturarak yemek yemek ve hizmet almak istiyor, aydınlık ferah manzaralı bir yer istiyorsanız burası kesinlikle size göre değil. Mekan da 3 kişi çalışıyor. Biri fıçının başında hem gelen bardakları yıkıyor (5 bardağı önce deterjanlı suya sonsa duru suya bandırarak :)) hem de bira dolduruyor, diğeri masalara bira servis ediyor, diğeri de yemek servisi yapıyor. Herhalde bir tanede mutfakta aşçı vardır onu görmedik. Biz yemek yemedik. Ama giden tabaklar güzel görünüyordu. Bizim birane yemekleri gibi. Çok ilginç ve kesinlikle gidilmesi gereken bir yer eski şehir merkezine çok yakın.

U Zlateho Tygra


U Zlateho Tygra


Biralarımızı içtik bir gün önce gözümüze kestirdiğimiz İtalyan restoranı Cesa ya akşam yemeği için gidiyoruz. Ayrıca buranın çek gulaşı da meşhur. Ama biz pizza ve makarna tercih ediyoruz. Hem fiyatları hem lezzeti hem servisi hem de bina nın müze gibi olması ile yemekten çok mutlu kalkıyoruz. Burada hesabı eur olarak verebiliyorsunuz para üzerini de eur olarak alabilirsiniz. Ama kur normalde düşük. Kron verirseniz daha iyi.



Restoranın İçi

Restoranın İçi


Yemekten sonra biraz da şansımızı deneyelim diye merkezdeki bir casinoya gidiyoruz. Küçük bir casino, ama çok kalabalık değil. Biraz makinede kol çekerek akşam yediğimiz içtiğimizi bedavaya getiriyoruz J. Aslında bir de striptiz kulübüne gidesimiz var ama gözümüz kesmiyor. Tranvay 24 saat çalışıyor gece 12 den sonra numaraları değişiyor. Ama otelinize rahat rahat ulaşabiliyorsunuz. Yarın yukarıda anlattığım gibi terezine otobüse ile gideceğiz. Çok da geç kalmayalım.


Terezin bir insanlık ayıbının günümüze taşınmış hali. Auschwitz e götürülecek olan Yahudilerin son durağı olarak kullanılıyormuş. Yoğun olarak bir kampmış. Normalde 7.000 kişinin kaldığı terezin de gestaponun eline geçtikten sonra 50.000 kişi yaşamaya başlamış. Bu sebeple de insanlar açlık ve hastalık nedeni ile kırılmışlar. Yaklaşık 16.000 kişi hayatını kaybetmiş. Bunların arasında Sigmund Freud’un kız kardeşi de mevcutmuş.


TEREZİN

TEREZİN



Prag da ki son günümüz de gezip, yiyip içip eğlenerek geçirdik den sonra sabah Budapeşte’ye doğru yola çıkıyoruz. İlk durak Slovakya’nın başkenti; Bratislava.

PRAG İLE İLGİLİ AKLIMIZDA KALANLAR;

1 MUHTEŞEM ÇEK BİRALARI
2 BECAROVKA- ABSENT
3 TARİHİ PUBLAR































1 yorum:

  1. Genel anlamda memnun kaldınız mı pronto turdan aynı turu dün satın aldım haftaya gideceğim kafamda bir sürü soru işareti var ilk defa bu tur şirketi ile gideceğim o yüzden deneyenleri fikirleri merak ediyorum .Teşekkürler

    YanıtlaSil