Çeşmenin dibindeki, Yunanistan’ın 5. Büyük adası. Turistik özelliğini Türkler oluşturuyor. Bu sebeple
ada da gezerken Türkler ve Yunanalılar dışında bir millete rastlama durumunuz
epey az. Ancak buna rağmen oldukça aktif bir hava alanı ve Yunanistan’ın bir
deniz toplumu olduğunu kanıtlayan oldukça hareketli bir limanı mevcut. Ada ile
ilgili ansiklopedik bilgilere çok fazla girmeden pratik işinize yarayabilecek
bazı konulardan bahsedeyim…
SAKIZ ADASINA ULAŞIM için 3 farklı firma mevcut. Ege Birlik,
Ertürk, ve Sunrise. Sunrise dışındakiler Türk işletmesi, Sunrise Yunan.
Fiyatları hakkında bir bilgi vermeyeyim çünkü dönemsel değişebiliyor. En doğrusunu
online bilet fiyatlarına bakarak görebilirsiniz. Benim size buradaki önerim,
özellikle yaz dönemi gidiyorsanız, adaya en erken varış ve dönüşte Çeşmeye en
erken varış kriterleri olabilir. Onun dışında 45 dk lık bir yolculuk, konfor
falan hepsinde üç aşağı beş yukarı aynı. Hepsinin kalkış saat çeşmeden 09:30
Sakızdan 18:00 civarında. Ancak ertürkün katamaranı yolda diğerlerine 15 dk
kadar fark atıyor buda gümrük geçişinde size en az 1 saat kazandırıyor. Ertürkün
katamaranından sonra sunrise, ondan sonra egebirlik en sonda ertürkün feribotu
adaya varıyor. Dönüştede bu sıra değişmiyor. Eğer günübirlik gidecekseniz
gümrükte geçireceğiniz saati adayı turlayarak geçirmek tabiki daha faydalı
olacaktır.
Araç kiralama fiyatları ekonomi sınıfı için 25-40
eur arasında değişiyor. Gittiğiniz sezon yaz ise ya da Türkler için
özel bir gün ise (bayram gibi resmi tatiller) gitmeden kesinlikle en az 1 hafta
önce arabanızı ayarlamanız lazım. Gittiğinizde bulamayabilirsiniz. Ada da araba
kiralayamadıysanız belediye otobüsleri ile gidebileceğiniz yerler var ama bu
otobüsler çok düzensiz saatlerde çalışıyor ve adanın merkezine (chios town) en
geç saat 4 gibi geliyor. Günü birlik gittiyseniz ada merkezinde akşama kadar
sıkılmadan gezecek alışveriş yapacak yemek yiyecek güzel yerler bulunabilir.
Araba kiralamadan neler yapabiliriz konusu, adaya ne maksatla gittiğiniz
ile alakalı, deniz kum, yeme içme niyeti ile gittiyseniz; ada merkezinden
(limandan devam eden ana yol üzerinde elinizi kaldırınca duruyorlar) otobüse
binip (bileti otobüs içinde şoförden alabiliyorsunuz) karfas plajına
gidebilirsiniz. Burası plajın üzerinde cafeler bulunan çok güzel kumlu bir
plajı olan ve akşama kadar sıkılmadan vakit geçirebileceğiz ve aradığınız her şeyi
bulabileceğiniz (duş-soyunma kabini-şezlong, şemsiye- market-tavernalar
vs.vs.vs) bir bölge. Akşama kadar demişken otobüsten indiğinizde dönüş saati
ile ilgili kesin bilgi alın. Çünkü sanırım son otobüs 15:40 da kaçırırsanız
taksi ya da otostop dışında bir alternatif yok. Şehir merkezi ile olan mesafe
20-25 dk kadar.
|
karfas |
Ada merkezinden denize girme fikri çok iyi değil. Deniz burada
taşlık ve yosunlu falan ama yine de serinlemek içine ve vakit geçirmek buralarda
takılabilirsiniz. Chardis otel tarafında şezlong ve şemsiyeler olan, bir şeyler
içtiğinizde bunlar için bir ödeme yapmanıza gerek yok, küçük beach cluplar
görebilirsiniz. İyi vakit geçirebilirsiniz.
|
Merkezde Plaj |
|
Merkezde Plaj |
Araba ile gidecekler için çok klasik Adanın Güneyindeki bütün
kasabalar ve koylar görülmeye değer. Biz önce ilk durak olarak Komi plajına
gittik. Yol üzerinde Armolia’ya uğrayabilirsiniz. Kumluk rüzgar almayan yine
tüm yerleşim yerlerinde olduğu gibi kıyıda tavernaları olan tüm gün vakit
geçirilebilecek bir koy. Bir burada marketten aldığımız biramızı içip denize
girip ayrıldık.
|
komi plajı |
Sonraki durak Emporios burada ufak bir bakkaldan içecek
birşeyler alıp rotayı hemen yanı başındaki Mavra Volia plajına çeviriyoruz. Siyah
volkanik taşları ile görülmeye değer. Tabi hiç kum olmadığı için denizde pırıl
pırıl görünüyor. Zemindeki siyah taşlar suyun içinde de olduğunda deniz siyah
bir görüntüde. İnsan ilk girişte biraz ürperiyor ama korkulacak bir şey yok. Araba
ile plajın hemen önüne kadar gelebiliyorsunuz, duş ve soyunma kabini var. Burada
2 koy bulunuyor. İlki otoparkın dibinde olan daha uzun olan diğeri de plajın
yanında patika bir yol ile gidilen yan taraftaki daha ufak ama dik yamaçların
dibinde daha ıssız ve gizemli görünen plaj. Hazırlıksız gittiyseniz uzun süre
vakit geçirmekte zorlanabilirsiniz, her 2 koyda da satılan bir şey yok wc yok.
|
Mavra Volia |
|
Mavra Volia |
|
Mavra Volia küçük plaj |
Buradan
sonra Vroulida isimli koya gitmeyi planlamıştık ama mavra molia bizi çok
etkilediğinden tahminimizden fazla vakit geçirip sonraki durağı iptal ettik. Öğle
yemeğini Emporios da deniz keneranı dizilmiş masalardan birne oturarak
hallediyoruz. Yunan adası klasiği
bir ahtapot ızgara – klasik yunan
pişirme tarzı biraz sert ama lezzetli- bir ruska
isimli salata – iyi kızarmış sert peksimet, domates, beyaz peynir, kapari,
kaya koruğu, salatalık, zeytin ve zeytin yağından oluşan mükemmel bir
salataydı, yunan adalarında gördüğümde yiyeceğim tarz bir salata- kabak
çiçeği dolması- kızarmış peynir
(mastello) bu benim favorim her geldiğimde yerim. Yanında da 2 fresh chios
beer toplam 29 eur. Ucuz pahalı yorum size ait.
Yemeği de yedikten sonraki durak Pirgi. Geometrik şekilli dış
cepheleri ve tüm sakız adasındaki gibi dar sokakları ile ilginç bir köy. Öğle
saati olduğundan sokaklar bomboş. Sadece bizim gibi türk kardeşlerimiz var
sokaklarda, her yerden kulağınıza Türkçe kelimeler geliyor. Sanki Yunanistan da
değil Karşıyaka da bir mahallede dolaşıyor gibiyiz :)
. Yüzeysel bir tur atıp Mesta’ya doğru yola çıkıyoruz.
|
Pirgi |
|
Pirgi |
Yol üzerinde küçücük Olimpia köyü var. Diğerlerinden
farklı değil. Ama yakınken uğrayalım deyip kısa bir tur atıyoruz.
Mesta’ya vardırdığımızda sakızın en güzel ve ilginç köyünün
burası olduğuna karar veriyorum. Daracık labirent gibi sokakları sizi başka bir
döneme götürüyor. Sokakların bu dar ve karışık olma sebebi eskiden adaya sıkça
yapılan korsan saldırılarında korsanlardan korunmak. Herhalde sadece zaman
kazanıyorlardır sonra korsanlar bir şekilde istediklerine ulaşıyorlardır. Sokaklarda
dolaşıp merkezde Türk Kahvemizi içiyoruz. Bunu ısrarla yapıyorum gayet de
anlıyorlar. Menüdeki Greek Cafee yazısını göre göre 2 Türk kahvesi diyorum.
|
Mesta |
|
Mesta |
|
Mesta |
Sonraki durak normalde Vessa olmalı ancak bir gece burada
konaklayacağımız için köyün önünden Lithi' ye doğru kıvrılıyoruz.
Sabahtan beri sakız adası yollarında gezerken çok acı bir manzara
var 2012 ağustosta çok büyük bir yangın ile adadaki sakız ağaçları dahil
ormanlık alandan çok büyük bir bölüm yanmış. Bizdekinden farklı olarak yanan
ağaçlar olduğu gibi duruyor. Önce umursamadıkları için bıraktıklarını düşündük
ama ilerleyip değişik örneklerini görünce ağaçların yeniden yeşerme
ihtimalinden dolayı bırakıldığını fark ettik. Küllerin içinde bazı ağaçlarda
mucizevi şekilde yeni yeşil dallar uyanmış.
Lithi merkezinde görülecek bir şey yok, biraz ilerde lithi beac
tabelasını görüp girmeden devam ediyoruz. Merak ettiğimiz yer 5-10 km ilerideki
Bay Elinda koyu.
Yukarıdan manzarası müthiş, çok güzel bir koy. İçeride hiç kimse
yok. Anayoldan dar bir patika yol ile iniliyor. İnip denize girip çıkıp geri
dönüyoruz.
|
B. Elinda |
Son durak lithi beach.
Burası adadaki en ince kuma en sakin ve sığ denize sahip. Yine tüm
diğer yerler gibi tertemiz. Denize girip bir bira içip akşam yemeği için
görüşmek üzere diyor ve otelimize gidiyoruz.
|
Lithi Beach |
Aslında otel değil bir pansiyon, sahibi Stella isimli çok tatlı
Avusturyalı bir abla. Pansiyon boş olduğundan bize üst katta daha geniz bir oda
veriyor. Pansiyonun ismi,Petrino Vessa da. Temiz rahat güzel bir pansiyon
tavsiye ederim. Vessa da sanki bu başka bir dünyadan gibi. İnanılmaz sesiz,
tertemiz, eski taş evlerden oluşan bir köy. Rahatlamak ve kafa dinlemek için
çok çok ideal.
Akşam yemeğine Lithi’ye gidiyoruz. Kyra Despina isimli mekanda
yiyeceğiz. Tam bir aile işletmesi anne baba çocuklar. Yaprak sarması
öneriyorlar, tadı güzel ama şekil bizdekilerinin yanına yanaşamaz. Yine kızarmış
mastello peyniri, tava karides – bu bizde öremediğim bir şekilde pişirilmiş,
orta boy karidesleri una bulayıp yağda kızartmışlar tabi bütün olarak. Caciki,
ve birde tekir alıyoruz. İçecek olarak 20 lik uzo. Fiyat 36 eur. Yediklerimizin
tamamı çok güzeldi.
Ertesi saat 12:00 de arabayı teslim etmemiz lazım. Otelden çıktıktan
sonra 3 durağımız var.
İlki Avgonima, çok görülecek bir şeyi yok ama duralım bir
kahvaltı yapalım diyoruz. Kahvaltı güzel anca arılardan çok oturamadan
yediklerimizde boğazımıza dizilerek kalkıyoruz. 10 km uzaklıktaki Anavatos’a
doğru gitmeye karar veriyoruz. Kayalar üzerinde bir tepede kurulmuş ve terk
edilmiş küçücük bir köy şuan restorasyon çalışmaları devam ediyor. Fethiyedeki
Taşköye benziyor.
|
Anavatos |
Çok zaman geçirmeden Nea Moni manastırına doğru yola çıkıyoruz. Yolda
güzel manzaralar var. Durup bu manzaraları izlemek insana keyif veriyor. Nea Moni manastırı kuru kafa manastırı
olarakda anılıyor. 1800 li yıllarda sözde Osmanlı Padişah’ı fermanı ile adada
bir kıyım yapılıyor binlerce sakızlı öldürülüyor. Bulunan bazı kafatasları da
burada sergileniyor. Çok tarih bilmem ama kanıtlara dayanan bir iddia değil
gibi duruyor. Ama tabi ki inananlar da vardır kesin.
|
Nea Moni |
|
Nea Moni |
Artık adanın merkezine dönüyoruz. Aracımızı tam zamanında teslim
edip ada içinde turlamalar ile vakit geçiriyoruz. Sonra sıcaktan bunalıp denizi
güzel olmasa da merkezdeki beachlerden birinde akşama kadar güneşlenip
dinlenerek feribotun kalkacağı saati bekliyoruz.
Adanın merkezi ile ilgili daha önceki tecrübelerimden de
görmeniz gereken yerleri ve yapılacakları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
***Chios Castle, merkeze sadece surları kalmış. İçinde bir de
bizden birilerinin mezarı var.
*** adanın kuzeyindeki yıkık rüzgar değirmenleri,
alaçatıdakilerin aynısı.
***yemek için çok nokta var. Limanın karşısındaki yanyana To
Delfinia, ve To Konaki hem manzarası hem yemekleri ile iyidir. Biraz daha ucuz
ve kendilerine özgü mezeleri ile To Kechimpari’yide tavsiye ederim.
***sakız adasında dondurma ve pastanedeki unlu mamuller
güzeldir. Dışarıdan hoşunuza giden herhangi birine girebilirsiniz.
***fresh chios beer bence çok lezzetli. Ve sadece sakızda
bulabilirsiniz.
***alışveriş için en meşhur yer Reçelci Rena. Değişik reçeller,
sakızlar, peynirler alabilirsiniz.