4 Eylül 2014 Perşembe

PRONTO TUR İLE ORTA AVRUPA (VİYANA-PRAG-BUDAPEŞTE)


Tur ile ilgili bazı ön bilgileri vereyim. Tura İzmir’den eşim ile birlikte katıldık. Uçağımız saat 13:30 da Sun Ekspres ile direk Viyana’ yaydı. Yerel saat ile saat 14:30 da iniyor ve günü kaybetmiyorduk. Bu durum ben turu aldığım da yani 2 ay önce belliydi. Çok olumlu bir özellik akşam kalkan, aktarmalı olan seferler ile ilk gün balon oluyor. Tura başlamadan ekstra turların hiçbirini almadık. Bu konu ile ilgili yazının devamlarında detayları anlatacağım. Ekstra turların hiçbirisini almaya bilirsiniz- tercih meselesi- ama eğer huyunuzu biliyorsanız orada bir iki tanesini alırım diye düşünüyorsanız hiç ucuza kaçmayın en baştan hepsini alın. Ya da gerçekten hiçbirini almayın. Biz maymun iştahlılık yaptık.  Tura başlamadan kafamızda 3 tur vardı (cesky kurumlov- Bratislava- Karlovy vary) sonra 2 turda orda almaya karar verdik. Hoppp bizim ekstra turlar normalde olandan 20 eur fazlaya geldi ve 1 tanesine de katılmadık. Bizim aldığımız dönemde - 14.07.2014 başlangıç 21.07.2014 bitiş – tur fiyatı 3 yıldızda 349 4 yıldızda 449 eur ekstra turları baştan alırsan 7 tane gündüz ekstra turu 200 eur idi.

Turumuzun startı 14 Temmuz pazartesi günüydü ve ilk kez başıma gelen bir şey oldu. 11 temmuz Cuma günü turumuzda rehberliği ile bize eşlik edecek Mustafa Eren tek tek bütün misafirlere telefon açtı. Kısa bir bilgilendirme yaptı- nasıl gidicez, nerde buluşucaz, hava durumu nasıl olabilir, kıyafet seçimini nasıl yapmalıyız, ayakkabı seçimini nasıl yapmalıyız, ve kendi telefon numarası, sonrada sormak istediğiniz bir şey var mı gibi kısa bir görüşme. Kısa ama insanın içine su serpen “galiba bu adamlar bize ilgi gösterecek” dedirten ve daha önce araştırma şansı olmamış, ilk tur deneyimi olan birisi içinde son derece faydalı bir bilgilendirme. 
Ve 14 temmuz günü geldi,

Sun Ekspres kontuarının yanında PRONTO TOUR standı hazırdı. Rehberimiz ve bir yetkili arkadaş bizi karşıladı biletlerimiz info larımızı verdi.  İlk gidenler heyecanlılar için uçağa binmeden rehber ile tanışmak insanı rahatlatabilir.  hava alanında uçağımız sorunsuz kalktı aynı şekilde bir aksaklık olmadan Viyana’ya indi. Uçak inişinde rehberimiz yine oradaydı basit bir hava alanı olduğunda kendimiz pasaport kontrolüne geldik valizlerimizi aldık ve toplanıp otobüsümüze doğru yürüyüşe başladık. Otobüs otokar marka sanırım 35 kişilik falan çok büyük olmayan (ama en küçüklerden de değil) sıfır km, koltuk araları çok geniş olmayan ama temiz ve kliması düzgün çalışan genel olarak güzel bir otobüstü.


Viyana’ ya hoş geldik….


Otobüste genç ama tecrübeli rehberimiz Mustafa Eren mikrofonu aldı, bilgilendirmelerine başladı, klasik tur bilgileri, pasaportunuzu yanınıza almayanın, güvenlik önemli vs vs. ama hepsi çok faydalı ve ihtiyacımız olan bilgilerdi. Bu yazıda sık sık Mustafa Eren ile ilgili olumlu şeylerden bahsedeceğim çünkü çocuk gerçekten tatilimizin iyi geçmesi, bir sorun olmaması için elinden geleni hatta fazlasını yaptı. Sezarın hakkını Sezara vermek lazım ama değil mi?


Viyana da opera binasının önünde otobüslerimizden indik.   Yaklaşık 35-40 dk bir yürüyüş ile Aziz Stephan Katedrali ‘ne kadar yürüdük. Burada yol üzerinde meşhur zaher tortenin (sacher torte) mucidi  zaher pastanesini (hotel sacher) gördük. Ama tatma işini sonraya bırakarak devam ettik. Grup genel olarak acıkmış olduğu için burada 1 saat yemek için serbest zaman verdik. Biz burada aç olmadığımızdan Katedralin içini görmek istedik. Bu katedral ile ilgili söyleyebileceğimiz en önemli şey klişe çanı olabilir. Bu kilisenin çanı Osmanlının Viyana kuşatmaları sırasında bıraktıkları topların eritilerek yapılmış olması. Yani Türk Malı denebilir J.  

Kısa katedral turumuzdan sonra tuna nehrinin kolu olan nehre doğru yürümeye devam ettik. Burada sağ tarafta 2 tane dondurmacı var. Köşedeki daha büyük bir dükkan içeride en az 50 çeşit dondurma mevcut. Viyana da meşhur olan bir ürün de süt ürünleri ve buranın dondurması. Bizim yediğimiz yerin adını hatırlamıyorum ama köşedeki büyük dondurmacı değil hemen 50 m aşağıdaki Eis Greissler  daha lezzetli ve meşhur (lezzet farkı ayırt edilemeyecek kadar az ama kesinlikle daha meşhur) burayı önündeki 10 m kuyruktan anlarsınız dondurmanızı 15 dk beklemeden alamazsınız. Yine bu civarda viyana denince akla gelen diğer klasik Fidl Müller yani ilk Viyan da yapılan şinitzelci mevcut. Gerçek den çok lezzetli ve doyurucu. 2 kişi biri kadeh şarap ile yaklaşık 50 eur ya yiyebilirsiniz. Tavuk, domuz ve dana alternatifleri de mevcut.  Domuza çok karşı değiliz ama biz dana olanı tercih ettik.  Zamanımız doldu buluşma yerimizde grup zamanında buluştu. Kafamda ki 2. Soru işareti de böylece çözülmüş oldu. “insanlar saate dikkat ediyor mu? Gurup uyumlu mu?” Şimdilik evet.

Buluşmadan sonra rehberimiz Mustafa hem Viyana'nın özelliklerini hem de bulunduğumuz nokta da ki binaların heykellerin caddelerin tarihi özelliklerini anlatarak Demel Pastanesine kadar bizi getirdi. Burası da zaher pastanesi kadar ünlü ve eski. Zaher tortanın da kendilerine ait olduğunu iddia eden bir pastane. İddia etmesinin sebebi de bu pastanın ustasını zamanında transfer etmiş ve orijinal tarifin kendilerinde olduğunu söylemeleriymiş. Burada tadamadık. Ama diğer pasta çeşitleri süper görünüyor. Bir özelliği de imalat bölümünü görebilmeniz, bazı tüyolar alabilmeniz.
Buradan Holfburg hanedanın ve Maria Teresa’nın da bir dönem kullandığı Holfburg Sarayının içinden geçip Maria Teresa meydanın geliyoruz. Maria Teresa demişken kendileri Maria Antoinette’nin (ekmek yoksa pasta yesinler sözü ile tanınan) annesi olur. Meydanın 2 tarafında birbirinin ikizi olan meşhur Viyana Ulusal Tarih Müzesi Viyana Ulusal Sanat müzeleri bulunmakta. Buradan sonra belediye binası parlamento binasını görüp otobüsümüze biniyoruz. Sonraki durak Belveder Sarayı bahçesi ve yapısı ile ilgili birçok detay var. Meraklılar araştırabilir. Gördüğümüz yerlerin tamamı hatta şehrin tamamı bir sanat eseri gibi. İnsan bakmaktan dinlemek den kendini alamıyor.
Burası son duraktı otobüslerimiz ile otellerimize gidiyoruz. Bizim grubumuzda 8 kişi 4* 23 kişi 3* otelleri tercih etmiş. Sanırım biraz da bundan önce 4* da kalacak arkadaşları bırakıp 3* lı otele geliyoruz. Mustafa bizden önce girip anahtarlarımızı almış. Sırayla bizlere dağıtıyor. Hiçbir sorun olmadan odalarımıza yerleşiyoruz. Otelimizin adı ALLEGRO VİEN.  Odalar inanılmaz büyük temizliği kahvaltısı gayet düzgündü. Ertesi gün yürüyerek geldik, şehir merkezine yürüme mesafesi yaklaşık 35 dk civarındaydı.
Ertesi gün normalde katılmayı düşünmediğimiz viyana ormanları, mayerling av köşkü, see grotte, sönbürün (okunduğu gibi yazdım) sarayı ve hunterwassel turunu aldık. Çok detaylı anlatmayacağım gitmesek de olurdu diye düşünsek de Hunterwassel evleri, Şönbürün (schönbrrun) sarayı ve See grotte madeni ve maden gölü çok güzeldi ve viyana ya gitmişken görülmesi gerekir diye düşünüyorum. Tur dışı ulaşım zor olabilir. Birbirine yakın yerler değil. Schönbrrun sarayından kısaca bahsedeyim. 2. Viyana kuşatmasında Osmanlı çadırları ve ordugahı için stratejik olan bir alan olması için epey bir ağacı keserek sarayın bulunduğu araziyi kendilerine açmışlar. Kuşatma başarısız olup geri çekildiklerinde Viyanalılar bu boş dev araziyi görüp buraya ne yapsak diye düşünmüşler. Adamlar eski şaman dinlerinden gelen alışkanlıkları nedeni ile ağaç kesmiyorlar bu sebeple her taraf orman. Bu kadar büyük alana dev gibi bir saray yapmaya karar vermişler. Ve Schönbrrun sarayını inşaa etmişler. Saray hem bina olarak devasa asıl bahçeleri dev gibi. İçinde mandalina bahçeleri seralar vs vs vs gezmekle bitme ihtimali olmayan dev bir alan olarak bulunuyor.
Turumuz saat 16:00 civarı bitti. Otobüs ile isteyenleri şehir merkezine bırakıp birkaç saat zaman verdiler. Bu zamanı yeterli bulanlar belirlenen saatte ve noktada buluşarak otellerine otobüs ile bırakıldı. Bu tamamen Rehberimizin ulaşım sorunu yaşamamak için organize ettiği ve bir çok kişinin çok işine yarayacağı bizimde dönüş için kullanmasak da alkışladığımız bir hareketti. Benzer hareketler tur içinde birçok kez tekrarlandı.  
Biz bu serbest zamanda ilk gittiğimiz şehirlerde yapmayı en çok sevdiğimiz şeyi yaptık; sokak sokak dolaştık, gördüğümüz marketten büfeden suyumuzu biramızı çikolatamızı sosislimizi (burada bir parantez açayım viyana nın sosislileri efsane…  Benim gördüğüm tüm sosisli büfeleri türk. Domuz ile aranız yoksa direk Türkçe sorabilirsiniz. Size helal olanı gösterecektir. ) alarak yorulduğumuzda parklarda çimlere oturma uzanma suretiyle dinlendiğimiz bir şehir turu attık.
Akşam için yapılacak ne var diye çok araştırmamıza fırsat kalmadı. Çünkü bizim gittiğimiz dönem Viyana Film Festivali vardı. Belediye binasının bahçesine dev bir ekran önüne de yüzlerce sandalye atarak bir açık hava sineması yaratmışlar. Ama ne sinema önünüzde dev gibi ihtişamlı ve büyüleyici Belediye binası, arkanızda tüm dünya mutfaklarının ve içkilerinin yer aldığı bir panayır alanı… Bizim olduğumuz gün de ki gösterimde Emir Kustrika konseri arkasında da Zaz konseriydi. Arasak araştırsak bu kadar mükemmel bir bir gece organize edemezken kendimizi içinde bulduk. Hem en ucuzundan yedik, sarhoş olana kadar içtik. Hem de müthiş bir müzik ziyafeti çektik. Gece otelimize yürüyerek döndük yorucu ama çok güzel bir günü bitirmiş olduk. 

Ertesi gün Prag.


Viyana dan aklımızda kalanlar;
1-saraylar- en azında şehir içinde bulunan 2 sarayı görmelisiniz Schönbrunn ve Belveder sarayı.
2- kahve- viyana usulü latte çok güzel. Yanına sachertortte ile aklınız da kalır. Demel pastanesini de deneyin.
3- Hunterwassel- hunterwassel vilage ve karşısında bulunan değişik mimari evler görülmeli
4-fidl müller de şinitzel seven sevmeyen herkezi lezzeti ile bayıltır

5- dondurma ama Eis Greissler  de.















5 yorum:

  1. Merhaba Ahmet Bey. bizde arkadasımla pronto tur ile orta avrupa turu dusunuyoruz. bu paylasımınız bizim icin yararlı oldu.budapeste ve pragta kaldıgınız otellerin sehir merkezine uzaklıgı ve fızıkı sartları hakkında bilgi verirseniz seviniriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öncelikle teşekkür ederim. tur şirketinin sitesinde oteller değişebilir yazsada pronto tur çok çok büyük ihtimalle aynı otelleri kullanıyor. prag da 3* lı fortuna west isimli bir otelde kaldık. şehir merkezine yakın değil, otelin önünden geçen tramvaya binmeniz lazım yaklaşık yarım saat sürüyor. bu arada pragda 4* lı otelde aynı bölgede. fiziki şartlarına gelince temizliği iyi ama eski bir otel. budapeşte de ibis aero yu kullanıyorlar. buda şehir merkezie uzak. önünden yine metro durağı var. şehir merkezine metro ile gidebilirsiniz. bu turun 2. ve 3. yazılarında daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

      Sil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Ne iyi bir blog burada var . daha sık güncelleyin . Bu konular benim ilgi olduğunu. Ben tur ve çok seyahat seviyorum . muhteşem bir bilgi paylaşımı için teşekkür ederiz.
    Viyana Grup Turları

    YanıtlaSil